21 Şubat 2010 Pazar

2 OCAK CUMARTESİ Transasya Treninde 2.Gün

39.Gün

Tren Van İskelesine yanaştı.Yük vagonunu feribota yüklediler.Biz de elimizde bavullarla feribota bindik.Karşıda bizi Türk treni bekliyor.Buarada feribot 5 buçuk saat sürüyor.Biz bu 5 saatte uyumayı planlıyorduk.İranlılar göbek atıp şarkılar söylemeye başladılar.Olamazzzz e hani uyucaktık....Saat 3:30 da feribottan inip yeni trene geçtik.Tatvan'dan 8 de hareket ettik.
Transasya Treni Türkiye sınırını geçtikten sonra yolcu almıyor.Sadece İran'dan aldıklarını indiriyor.Türk treni biraz daha temiz ve ferah.Yataklar rahat.Kahvaltıda da kaşarlı omlet ve sigara böreği,üstüne de çay.Oh be özlemişim:)
Bingöl'le Elazığ arasında dağlık bir bölgede trenimiz birden acı bi fren yaptı.Trene silahlı askerler binmeye başladı.Hiçbirinde rütbe yazmıyor.Onlarla koridorda sohbet etmeye başladık.Bu hatta çok fazla terör saldırısı olduğunu ve onların da bu hattı koruduklarını anlattılar.Tren yolunun sağında solunda yatan vagonlar görüyoruz bazen.Onlar saldırıya uğrayanlarmış.Askerler Muratbağı İstasyonun da indiler.
Elazığ istasyonunda durduk.Onlarca sivil kıyafetli polis bir anda trene bindi.Narkotik uyuşturcu arıyor.Bu hatta çok yoğun bir uyuşturucu trafiği varmış.Polislerle sohbete başladık.Deniz ''Niye köpek yok?İşinizi kolaylaştırır.''dedi.Onlar da ''İranlılar genelde ''ŞAFİ'' olur ve köpekleri pek sevmezler'' diye hassasiyet gösterdiklerini söylediler.Ama belli ki yapılan aramada içlerine sinmeyen bir şey oldu ve trene köpek aldılar.Deniz izin alıp köpeği sevdi.Tabiki görevini bitirdikten sonra.Prensip olarak görev başında kendini sevdirmiyormuş.
Sallanarak uykuya daldık.

19 Şubat 2010 Cuma

31.ARALIK PERŞEMBE Tebriz

37.Gün
Bugün de Tebriz'deyiz.
Dün akşam otele yorgun argın geldiğimizde komik bi şey oldu.''Karakolluk olduk.''Pasaportlarımızı bilet acentasına ''rehin'' bırakmak durumunda kalmıştık.Dükkanı kapatmak üzereydiler,''pasaportlarınızı bırakın,yarın gelin alın''dediler.Biz de öyle yapmıştık.Otel de bu durumdan dolayı çok panik oldu.Ya polis oteli soruşturursa falan filan....Biz otelden dolaşmak için ayrıldığımızda onlarda kendilerine iş edinip polisi arayıp durumu anlatmışlar.Polisler de bizi görmek istemişler.Otele döndüğümüzde otel sahibi bizi bekliyordu.Arabasıyla bizi Tebriz Karakolu'na götürdü.Karakola gittiğimizde polis değil asker olduğunu anladık.Geldiğimiz yer kışla gibi bir yerdi.Nöbetçi subay bizi odasında eşorfman ve terlikle karşıladı.Evlilik cüzdanımıza bakıp ''Nemenem geldiniz İran'a?'' dedi.(Ne sebep...)Deniz sinirli bi tonla''Gezmee''dedi.......Sessizlik....!!! Bizi otele yolladı.Yarın pasaportları alınca bizi bir kez daha görmek istediğini söyledi.Biz gitmedik,kimse de bizi arayıp sormadı.
Buarada bu akşam yılbaşı.Ortalıkta kutlama yapılacağına dair hiçbir belirti yok...

4 Ocak 2010 Pazartesi

1 OCAK 2010 CUMA İran-İstanbul Transasya Treni 1.Gün
















38.Gün

Erkenden yattık uyuduk,yılbaşına uyuyarak girdik.Artık bütün yıl uyuruz.Sabah 7'de uyandık.Kahvaltı sonrası dün bizim için koşuşturan şoförü aradık bizi tren istasyonunu bıraksın diye.Anlaştığımız gibi 8'de otelin önünde yoktu,8:15'te de yoktu.Cep telefonuna cevap vermiyordu.Resepsiyondaki uyanık resepsiyoniste bize araç bulabilir mi diye sorduk.20 bin Tümene olur dedi.Deniz sinirlendi.Daha önce 50km ye 15 bin vermiştik,üstelik şoför bizi 1 saat beklemişti.Deniz o sinirle kendini sokağa attı.Bir taksi durağından taksi alıp geldi.2 bin tümene anlaşmış. 2 bin,adi resepsiyonist!!!!........

8:30 da tren istasyonuna geldik.Kargodaki görevli arkadaşlar 9 da geldi.Tren 9:30 da geldi.Saat 11:10 tren de görevliler de biz de gardayız.İşlemlerin bitmesini bekliyoruz.Kargodaki Şiri amca ve oğlu bize çok yardımcı oldu.Hatta motorsikletin kargo parasını öderken oğlu ''Senin motorun kaç kilo?'' dedi.Deniz ''250 civarında'' diye yanıt verdi.Şiri amcanın oğlu ''Hayır 150 kilo''dedi ve öyle kaydetti.Bu hareketi bizi 100 dolara yakın kara geçirdi.Bütün tren bizi bekliyordu.5-6 kişi bisiklet kucaklar gibi motoru yük vagonuna yerleştirdi.Ve yola çıktık.Saat 12:30.

14:30 da durduk.''Niye durduk?''diye sorduk.NAMAZ MOLASI!!!...Deniz'i gümrüğe çağırdılar.Motorun olduğu vagon açıldı.Gümrük memuru triptiktiğe bakıp ''Bu ne ,bu numara nerde?''gibi sorular sordu.Neyi kontrol etmesi gerektiğini bilmiyordu.Triptiğin onda kalacağını zannediyordu.Deniz ısrar etti triptiği geri almak için,o da Tahran'a telefon açtı.Muhtemelen ''Ver oğlum adamın triptiğini'' dediler.Triptiği aldık,tren hareket etti.Herkesi restoranta çağırdılar.Pasaportlara İran çıkış mühürünü trenin restorantında basacaklardı:))Buarada geçen hafta aynı trende bir İngiliz'in motorunu gümrükçü indirmiş.Ondan karayolu sınır kapısından geçmesini istemişler.Üstelik onun motoru arızalıymış.Bizi niye geçirdiler hala anlamadık.Yolda İranlı bir kadını pasaportu yırtık diye indirdiler.Türkiye sınırına yaklaştık.Ben çok heyecanlıydım.''TÜRKİYE SINIR'' yazısını görür görmez başörtümü fırlatıp attım.Yaşasın Özgürlük.Türkiye'ye 15.45 gibi girdik,18:20 de hareket ettik.İşlemler biraz uzun sürdü.Gümrükçü ilk kez bir motorsikleti geçirdiğini söyledi.Ve artık Türkiye'deyiz.


30 Aralık 2009 Çarşamba

30 ARALIK CARSAMBA Ardabil - Tebriz



36.Gün
Sabah 10 gibi yola koyulduk.Hava bulutlu ve rüzgarlı.Yönümüz Tebriz.Bugün akşam Van'a,Cuma günü de İstanbul'a tren var.İstasyona gidip motoru alıyorlar mı diye sorucaz.Yolda inanılmaz rüzgar var.Bir de kamyonlar geçtikçe yüzümüze tokat gibi çarpıyor.Kesin düşücez.Deniz'in motoru zaptetmekten bilekleri ağrıdı.Her şeyle sınandığımızı zannediyorduk;yağmurla,karla,buzla daha ne olabilirdi ki bir şeyi atlamışız RÜZGAR.250kilo nerdeyse motor,toplamda 400kilo ağırlığımız rüzgar bizi ne kadar kolay savuruyor.Motorun yol tutuşu tamamen kontrolümüzün dışında.Bundan sonra hava durumunda rüzgara da bakıcaz.
Tebriz'de tren istasyonuna geldik.Süpriz....Tren biletini şehirdeki seyahat acentalarından almalıymışız.Motoru orda bırakıp taksiye atladık.4 acenta dolaştık,hiçbiri bilet satmıyor.Beşinci acenta satıyormuş,ama cevabı tren dolu oldu.İstasyona geri döndük.Ordakiler bu işte bir yanlışlık olduğunu düşündüler.Ordaki Vanlı Turgut acentacı tanıdığını aradı ve durumu kavradık.Tebriz kontenjanı dolu ama Tahran'dan bilet kesebilirler.Biraz fazla para verip Tahran kontenjanından bilet aldık.
Bugünün km.si:235
Toplam km.:7612

29 ARALIK SALI Rasht - Ardabil











35.Gün
Yine sise doğru gidiyoruz.Otelden ayrılırken bu akşam hangi şehirde kalacağımıza henüz karar vermemiştik.Alternatifler Azerbeycan(Bakü) ya da Ardabil.Bütün yol boyunca Hazar Denizi sağımızda yaklaşık 50-100m uzaklıktaydı.Biz sadece 10saniye görebildik kötü havadan.Sis içinde 3-4 saat gidince Azerbeycan'a girmekten vazgeçtik.Çünkü yine ıslanmıştık ve gitmemiz gereken 300 den fazla km vardı.Deniz'in vizörü yine hep açıktı.soğuktan başı ağrımaya başladı.Ardabil yaklaşık 60km uzaklıktaydı.Ardabil'e yönümüzü çevirdik.Ardabil Kavşağını döner dönmez hava ısındı.Sanki bize doğru dev bir fön makinası tuttuyorlardı.Şaka gibi...Sıcacık ohhh...Azerbaycan sağımızda yeşilliğin ve güneşin tadını çıkara çıkara Ardabil'e gidiyoruz.İran'ın en beğendiğim yeri konusunda fikrimi değiştirdim.Kesinlikle kuzeyi.İnsanların ten rengi beyazlaştı,erkeklerin bıyıkları aşağı doğru ortası yok,gözler badem.Yolda bi yerde durduk.Nohutlu maydanozlu yoğurt çorbası içtik.Sonrasında yine yola devam.Bir otele geldik.Deniz fiyat sormak için içeri girdi,ben de otelin önünde motorun başında bekledim.Yine ''Yerliler'' tarafından sarıldım.''Bu motoru sen mi kullanıyorsun,kaç para,kaç yapıyor?''gibi sorulara gene muhattaptım.Yalnız içlerinde bi adam vardı.Çok şık giyinmiş orta yaşlı biri bize kartını verip otele yerleştikten sonra görüşelim dedi.Biz de öyle yaptık,onu aradık.Otelimizin lobisinde kahve içip 2 saat sohbet ettik.Fransa'da eğitim görmüş bir İran beyefendisi.Bugünlerdeki projesi İran'a ekmek fırını zinciri açmak.Zira ülkede ekmek yok.Onun yerine pide gibi lavaş gibi bir şeyler yiyorlar.
Bugünün km.si:270
Toplam km.:7377

28 ARALIK PAZARTESI Quzvin - Rasht


34. Gün
Sabah yola çıkmak için hiç acele etmedik.Sallana sallana kahvaltı yaptık,keyif kahvesi içtik.İnternette hava durumunu son kez kontrol ettik.Her şey yolunda ve biz yola koyulduk.
Rasht'a doğru yollar çok keyifli.Onların 4 günlük tatilinin sonu olduğu için dönüş yolu trafik vardı,herkes dönüş yolundaydı.Bitki örtüsü birden değişti.Karadeniz kıyıları gibi olmaya başladı.Manzaralı harika yollar.Zeytin ağacı bile gördük.Yemek için mola verdiğimiz yerde siparişlerimizin yanında enteresan mezemsi bi şey verdiler.Ben önce arnavut ciğer sandım.Sos içerisinde zeytinmiş.
Rahst'a vardığımızda 3 otel gezdik.Üçüncüsünde karar kıldık.Hemen duşumuzu alıp sokağa attık kendimizi.Küçük Han'ın heykelini arıyoruz.Abi mühüm şahsiyet.Sovyet Sosyalist İran Cumhuriyeti'ni kurmuş.Ama Cumhuriyet'in ömrü 1 yıl sürmüş.Küçük Han'ı da idam etmişler.Heykelini bulduk,saygılar abi......Çok karanlıktı,fotoğraf çekemedik.
Bruschetta adında sadece 4 masası olan bir italyan restorantı bulduk.Sahipleri İranlı bi karı-koca.Kadın 4 sene İtalya'da kalmış.Sonra dönüp bu dükkanı açmış.Kocası da mühendis ama iş bulamamaktan şikayetçi.Spagetti,pizza,sarımsaklı-domatesli ekmek ve tabiki espresso.Perfekto.
Bugünün km. 227
Toplam km 7107

27 Aralık 2009 Pazar

27 ARALIK PAZAR Kashan-Ouzvin

33.Gun
Donus yolunda oldugumuzu soylemistik ama hava raporlari biz sinirda olacagimiz zaman Turkiye tarafinda kar gosteriyor.Biz de o zaman biraz daha dolasip Carsamba ya da Cuma gunu Tebriz den Turkiye ye gidecek olan trene binelim dedik.Ve sabah daha once gormedigimiz Hazar Denizi kiyisindaki Sari kentine dogru yola ciktik.12:00 gibi Tahran daydik.Ama bir turlu Sari ya giden otoban ayrimini bulamadik.Tahran da her yerde metro calismasi var.Ustelik birde bugun 10 gunluk Kerbela Anma gunlerinin en hareketlisiydi.Sanirim son gunuydu.Sokaklari kesip kortej halinde yuruyorlardi(zincirlerle kendilerine vurarak).1,5 saat gibi bir vakit kaybettik.Bize Tahran dan Sari nin yaklasik 5 saat surecegini soylediler.Gozumuz yemedi,biz de bildigimiz yola sapip Quzvin e geldik.
Yolda gelirken Istanbul plakali 2 tane kamyon vardi.Ilk defa Turkiye plakali birilerini gorduk.Cok sevindim,motorda cilginca onlara el salladim.Memleketi mi ozledim ne?...Deniz bu halime guldu.Kusu altin kafese koymuslar......

Bugunun km si:427
Toplam km:6880